5 Eylül 2016 Pazartesi

Kızıl Saç Boyama

Kızıl saç boyası çok revaçta olmasına rağmen çabuk akabilen boyadır. Kadınlar kızıl saç boyama işi için kuaförlere bir hayli para dökerler. Aslında tüp kızıl boyalarla evdede rahatlıkla saç boyanabilir.
Kızıl boyalar içerisinde akos çilek saç boyası kızılı çok revaçta renktir.
Tüp boya ile saçınızı boyarken dikkat edeceğiniz hususlar:
- karıştıracağınız kap mutlaka plastik olsun,
- boya ile suyu aynı oranda kullanın,
- yeterli süre bekleyin,
Bilkisel boya kullanacaksanız mutlaka boyadan sonra balonlu saç kurutma makinası ile kurutun.
Önemli Tüp Boya Markaları:
-Alix,
- Akos,
- Wella,
- Koleston

28 Aralık 2015 Pazartesi

En Güzel Çoraplar Bambu Koleksiyonlarında !

En Güzel Çoraplar Bambu Koleksiyonlarında ! Çorap alırken özellikle sağlam olmasına dikkat edin, bir çok çorap bir kaç giyme sonrasında yırtılmaktadır. Özellikle yıkanma sonrasında yıpranmaması ve uzun süre giyilebilir olması hem sağlığınız hemde ekonominiz için önemlidir. Bambu çoraplar hem kalitesi hemde uygun fiyattan satılması sebebi ile bir çok kişi tarafından  tercih edilmektedir. Bambu erkek çorabı iplikten yapılmış ve bu özel çorap sayesinde terlemeyi en aza kadar indirebileceksiniz. Sağlıklı ve rahat bir kullanıma sahip olması en önemli özelliklerinden bir tanesidir. Havlu alırken Nelere Dikkat Ediyorsunuz?  Evlerinizde tercih ettiğiniz havlu modellerini seçerken en çok dikkat edilen hususlardan bir tanesi rahat ve yumuşak bir yapıya sahip olması. Havlu alırken tek parçalar halinde değilde tüm eviniz ve aileniz için gerekli havluları toptan alırsanız hem daha ucuza getirmiş hem de daha kaliteli ürünleri uygun fiyatlardan almış olursunuz. Toptan havlu almak için doğru adrestesiniz. Likralı Rambo Atlet Erkeklerin en çok tercih ettiği atlet modellerinden olan Likralı rambo atlet modelleri ile sizlerde daha rahat edebilirsiniz. Berrak markasının ürünü olan ve hem kaliteli hemde ucuz olması nedeni ile çok kişi tarafından tercih edilen atlet modellerini sizlerde uygun fiyatlardan sahip olabilirsiniz. Özellikle gömlek altlarında tercih edeceğiniz rambo atlet modelleri sayesinde atlet izi de gömlek altından gözükmeyecek daha şık bir görünüm elde edeceksiniz.

21 Şubat 2015 Cumartesi

Kürk Mantolu Madonna

Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Alinin eseri


Kürk Mantolu Madonna, Türk Edebiyatı'nın öncü yazarlarından biri olan Sabahattin Ali'nin başyapıtlarından biridir. Yazar kitapta Raif Efendi'nin içsel yolculuğunu aşk ile sarıp sarmalayarak okuyucuya sunmuştur. Okunduğunda uzun süreli izler bırakan, mutlaka okunması gereken bir kitap ve aynı zamanda psikolojik tahliller, betimlemeler açısından çok tatmin edici.

Kitap, Rasim'in işini kaybetmesi ve iş arayışına koyulmasıyla başlar. İş aradığı bir gün, eski arkadaşlarından Hamdi ile karşılaşır ve ondan yardım ister. Nitekim Hamdi, müdürü olduğu işyerinde bir iş teklif eder. Rasim, utana sıkıla da olsa bu teklifi kabul eder. Raif Efendi denen yaşlı, sessiz, sakin bir adamla aynı odada çalışacaktır.

Raif Efendi çok az konuşuyor, kendisine verilen çevirileri titizlikle yapıyor ve boş zamanlarında masasının çekmecesinde duran bir kitabı okuyordur. Raif Efendi'nin hastalanıp işe gelmediği günlerden birinde, yapılacak bir çevirinin ona ulaştırılması gerektiğinden Rasim, Raif Efendi'nin evinin yolunu tutar.

İçeri adımını atar atmaz, Raif Efendi'nin içine kapanıklığının sebebini anlamıştır. Bu zavallı, yaşlı adam oldukça kalabalık bir evde sürekli ezilmektedir ve üstelik bu kalabalık ailenin tek geçim kaynağı Raif Efendi'nin üç kuruşluk maaşıdır. Lakin bu defa Raif Efendi çok hastadır. Rasim'den iş yerindeki çekmecesinden eşyalarını getirmesini rica eder. Asıl hikaye, Rasim'in çekmecedeki kara kaplı defteri bulup okumasıyla başlar. Okuduktan sonra defteri yakacağına dair Raif Efendi'ye söz verir. Defter, Raif Efendi'nin hayat öyküsünü anlatmaktadır:

Raif, genç bir delikanlı olmasına rağmen içine kapanık ve oldukça yalnızdır. Tek dostu kitaplarıdır. Babası bir sabun fabrikası işletmektedir ve Raif'in sabunculuğu öğrenebilmesi için onu Almanya'ya göndermeye karar verir.

Raif Efendi, Almanya'ya vardığında bir pansiyona yerleşir ve bir sabun fabrikasında işe başlar. Lakin zamanla fabrikaya daha az uğramaktadır. Her gün parkları, sergileri ve Almanya'nın çeşitli yerlerini sabahtan akşama kadar gezmektedir. Bir gün, gazetede reklamını gördüğü bir sergiye gider ve bir tabloyla karşılaşır: Kürk Mantolu Madonna ile.

O gün ve devamında serginin açılışından kapanışına kadar o tabloyu seyreder. Kürk Mantolu Madonna onu çok etkilemiştir. Yine Kürk Mantolu Madonna'yı seyre daldığı günlerden birinde, yanına bir kadın gelir ve tabloyu birine benzetip benzetmediğini sorar. Raif Efendi utancından kafasını kaldırıp kadının yüzüne bakamadan onu annesine benzettiğini söyler. Ama utancından yalan söylemiştir.

Raif Efendi, pansiyonda kalan bir arkadaşıyla gezerken, sergide konuştuğu kürk mantolu kadına rastlar. Ertesi gün, kadını tekrar görebilme umuduyla aynı yerde onu beklemeye başlar ve geldiğinde onu bir gece kulübü olan Atlantis'e kadar takip eder. İçeri girdiğinde, Kürk Mantolu Madonna ile karşılaşır, keman çalıp şarkı söylemektedir. Kadın şarkıdan sonra gelip Raif Efendi'nin masasına oturur ve adının Maria Puder olduğunu, Kürk Mantolu Madonna'nın ise kendisinin otoportresi olduğunu söyler.

O günden sonra Maria Puder ve Raif Efendi arasında bir arkadaşlık başlar. Maria Puder'in her fırsatta ondan herhangi bir beklentisi olmaması gerektiğini, hiçbir erkeğe bağlanıp aşık olamadığını dile getirmesine rağmen Raif Efendi ona sırılsıklam aşıktır.

Her gün buluşup botanik parkları, sergileri, bahçeleri gezmektedirler. Sonunda Maria Puder de Raif Efendi'ye aşık olduğunu itiraf eder. Fakat her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi, onların mutluluklarının da bir sonu vardır. Bir gün Raif Efendi bir telgraf alır. Telgrafta babasının öldüğü, gelip fabrikanın başına geçmesi gerektiği yazılıdır. Raif Efendi, işlerini düzene soktuğunda Maria Puder'i de yanına aldırmak üzere Türkiye'ye döner.

Bir süre mektuplaşırlar fakat birdenbire Maria'dan gelen mektuplar kesilir. Raif Efendi, senelerce ondan habersiz yaşar ve eski içine kapanık haline geri döner.

Yıllar sonra İstanbul'da Maria'nın kuzeni ile karşılaşır. Yanında da küçük bir kız çocuğu vardır. Yıllar önce Maria'nın öldüğünü, küçük kızın ise kendi kızı olduğunu öğrenir Raif Efendi. Kimse kızın babasının kim olduğunu bilmemektedir. Raif Efendi ilk defa kızıyla karşılaşmıştır ve Raif Efendi annesinin kuzeniyle beraber bir trenle uzaklaşmaktadır ondan...


Yazar: Miraç Elif Kanbay

Kürk Mantolu Madonna

Türk edebiyat dünyasının en sevdiğim yazarlarından biri olan Sabahattin Ali'nin unutulmaz eserlerinden biri olan Kürk Mantolu Madonna herkesin mutlaka okuması gereken mükemmel bir kitap.

Aşk her zaman hayatımızın kaçınılmaz bir öğesidir ve bazen öyle bir tutkuya dönüşür ki gözlerimiz başka bir şey görmez ve her şeye rağmen tutkularımızın peşinden gider hayatın içinde bir kuru yaprak gibi sürüklenip dururuz.

Kürk Mantolu Madonna kitabı da aşka olan tutkuyu en mükemmel anlatan roman kitaplarından bir tanesi.

**********

Sıra dışı bir aşk hikayesidir “Kürk Mantolu Madonna”…
Rasim 25 yaşlarındayken çalıştığı işinden kovulur. Birçok yerde iş bakar, ama bulamaz. Ona iş bulması için arkadaşı Hamdi’den rica eder. Çünkü tek çare o’dur. Hamdi de, onu kendi bürosunda işe alır. Maaşı azdır, ama Rasim buna mecbur olduğu için boyun eğer.

İşinin ilk gününde ona tahsis edilen odada Raif adlı bir beyin olduğunu öğrenir. Herkes Raif Bey için “sessiz, hiç konuşmaz, yıllardır buradayım ama onun hiç konuştuğunu görmedim, yaptığı Almanca çeviriler de son derece kötü” gibi yorumlar yapar. Bu Rasim’in kafasını karıştırır ama kulak asmaz. Raif Bey’le tanışırlar. Ama dendiği gibi kendisi iş dışında hiç konuşmaz. Ama Rasim’de, Raif Bey’e karşı bir sempati oluşmuştur. Çizgili suratında birçok yaşanmışlığın olduğunu düşünür.

Arkadaşı Hamdi, Raif Bey’e sürekli çeviriler vermekte, Raif Bey’de kısa sürede tamamlamaktadır. Genelde herkes, Raif Bey’i azarlar, bağırıp çağırırlar ama Raif Bey hep sessiz kalır. Yüzünde hiçbir durumda sevinç, üzüntü veya şaşkınlık oluşmaz. Bu durum karşısında zamanla Rasim’de onun çekilmez biri olduğunu düşünmeye başlar.

Rasim, Raif Bey’in sürekli çekmeceden çıkarıp gizlice okuduğu bir defter olduğunu görür ve bunu ona sorar. Raif Bey “önemsiz” diyerek onu geçiştirir. Bir gün Raif Bey’in bir çeviri yapması gerekir ama hastalığından dolayı iş yerinde olmadığı için işleri evine Rasim götürür. O zaman, ailesini de tanımış olur ve Raif Bey’in cidden zor bir hayatı olduğuna kanaat getirir.

Bayağı kalabalık bir ailesi vardır ve çok baskıcılardır. Rasim, bunu kapıdan girer girmez anlar. Raif Bey’in üzerinde bir hakimiyet kurmuş gibilerdir. Her işlerini ona yaptırırlar. Ama zavallı Raif Bey’in hiç sesi çıkmaz. O günden sonra Raif Bey ve Rasim, çok iyi anlaşırlar. Beraber alışveriş yaparlar, sohbet ederler, birbirlerine misafir olurlar. Son zamanlarda Raif Bey’in hastalıkları iyice sıklaşmış durumdadır. “Sürekli evden çıkıp gidiyor, hiç kendine dikkat etmiyor, çok ince giyiniyor” diye yakınır kızı. Son hastalığı çok ağırdır Raif Bey’in. Ölüm derecesine gelmiştir. Rasim’i çağırıp o defteri getirmesini ve yakmasını söyler. Ama Rasim merakına yenilip okumaya başlar…

O yıllarda Raif Bey gençliğinde de çok sessiz, arkadaşı olmayan, insanlarla konuşamayan, mülayim bir gençtir. Ama içinde fırtınalar kopmaktadır. “Avrupa’yı merak ediyorum” der defterin her sayfasında. Bir gün eline Avrupa’ya gitme fırsatı geçmiştir. Babası sabuncudur ve Raif’e “Almanya’da işçiler aranıyormuş, oraya git bir sabun fabrikasına gir” der. Raif Bey’de dediğini yapar. Bir pansiyon kiralar ve hayatına burada devam etmeye başlar. Babasının dediği gibi bir sabun fabrikasına girer. İşi rahattır. Sonra bir gün caddede gezerken, bir resim sergisi olduğunu görür. Gayri-ihtiyari içeri girer. Resimleri incelerken çok sıradan olduklarını düşünür. Ta ki, Maria Puder’in Kürk Mantolu Madonna resmine kadar…

Bu resim Raif Bey’de çok büyük etki uyandırır. Adeta aşık olur. Kitap okurken, yemek yerken, işteyken… Hep o resmi düşünür (Resim, Maria Puder tarafından çizilmiş bir otoportredir). Raif Bey, her gün o sergiye gitmekte, sergi kapanana kadar o resmi incelemektedir. O kadar sık gider ki, artık oradaki çalışanlar, Raif Bey’e aşina olmuşlardır. Bir gün Raif Bey, gene dikkatle o resmi izlerken, bir kadın ona sokulup fikrini sorar ama Raif Bey ilgilenmez. Halbuki o kadın, Kürk Mantolu Madonna’nın ta kendisidir. Maria Puder, feminist ve erkeksi bir kadındır. Çok uçarıdır ve canı ne isterse onu yapar.

Bir gece Raif Bey yolda yürürken, bir kadın görür. Kürk Mantolu Madonna’sına benzetir ve peşinden gider ama yakalayamaz. Sonraki gece, aynı yerden geçer hissiyle orada beklemeye başlar ve cidden geçer de. Bu sefer takip eder ve bir gece kulübü olan Atlantis’e girdiğini görür. Peşinden o da girer. Atlantis’te keman çalan, şarkı söyleyen bir kadın olduğunu görür Maria’nın. Gösteri bitince Maria, Raif’in masasına oturur. Ve arkadaşlıkları burada başlar. Beraber birçok şey yaparlar. Yemek yemeye, sinemaya, ormana, botanik bahçelere giderler. Birlikte olurlar. Çok güzel günler geçirirler birlikte. Maria her seferinde Raif’e umutlanmaması gerektiğini, kimseye güvenemediği için sevemediğini söyler. Ama Raif onu kendine aşık edeceğine hep inanmıştır. Ve Maria’da Raif’in bu naif kişiliği karşısında daha fazla dayanamaz ve kendini Raif’in kollarına bırakır. Birbirlerine sırılsıklam aşıktırlar.

Sonra bir gün Raif’e; “Baban öldü, çabuk gel” diye bir telgraf gelir. Bunun üzerine Raif, babasının yanına, Türkiye’ye döner. Maria’yla planlar yapmışlardır. Türkiye’deki işleri yoluna koyup, işleri devralıp gelecektir. Ancak işleri biraz uzar. Maria’yla mektuplaşmaları devam etmektedir. Ancak, Maria’nın mektupları birden kesilir. Aylarca cevap alamayan Raif, merak edip Almanya’ya gider. Komşusu Maria’nın amansız bir hastalığa yakalanıp öldüğünü söyler. Bunu duyan Raif’in hayatı kararmıştır. O günden sonra hayatı hiçbir zaman yoluna girmemiş, başkaları tarafından yönetilmiş bir hayatı olmuştur. Yıllar sonra, Ankara’da Maria’nın kuzeniyle karşılaşır. Yanında bir de kız çocuğu vardır. Maria’nın kuzeni, bu çocuğun Maria’nın olduğunu ve babasının bir Türk olduğunu ama kim olduğunu bilmediklerini söyler. Sonra trenin zili çalar ve küçük kız trene binip uzaklaşır.

Rasim, defteri geri vermek için Raif Bey’in evine gider, ancak Raif Bey çoktan ölmüştür. İşyerine, Raif Bey’in masasına gider, defteri açar ve tekrardan okumaya başlar…

27 Ocak 2015 Salı

Sarımsak saça nasıl Uygulanır?


Pek çok faydası bulunan derde deva sarımsağın saçlara da iyi geldiği kanıtlanmıştır. Peki, sarımsağı saça nasıl uygulamak gerekir?

Kozmetik mağazalarında satılan bir çok bakım ürünlerinden daha etkili ve doğal ürün olan sarımsak kürünü mutlaka uygulayın.
Sarımsak hem saçınıza parlatır hem de saç köklerinizi güçlendirerek saç dökülmesini azaltır.
 saç bakımı


5-6 parça sarımsağın kabuklarını ve üzerindeki ince zarı soyun. Sarımsakları tahta kaşık yardımıyla kâsede veya havanda ezebilirsiniz. Blender ya da havanınız yoksa keskin bir bıçakla sarımsakları çok ince ince dilimleyin. Ezilmiş sarımsakları ve sarımsak suyunu başka bir kaseye aldıktan sonra uygulamaya başlayabilirsiniz.
Kastamonu sarımsağı bu iş için çok uygundur fakat kokusu çok keskin olur.
Parmak uçlarınızı kasede gezdirip saç derinize hafifçe masaj yapmaya başlayın. Masajın etkili olabilmesi için saç derinize dairesel hareketler yapın. Sarımsağın tüm saç derinize eşit miktarda yayıldığından emin olduktan sonra plastik bir bone takabilirsiniz. Bu da evinizin sarımsak kokmasını engelleyecektir.
Sarımsağı saçınızda 1 saat bekletin. İlk yarım saatten sonra sarımsak suyu kurumaya başlayacaktır.
Saç derinizi yumuşatmak için sarımsağı yıkamadan 2-3 çay kaşığı zeytinyağı kullanarak tekrar masaj yapın ve boneyi saçınıza yeniden takın. 3-4 saat kurumadan saç derinizde kalmasını sağlayın.
Sarımsak ve zeytinyağını saçınızdan çıkarmak için ılık su ve şampuanla saçlarınızı yıkayın. Suyun sıcak olmamasına dikkat edin. Saç deriniz kuruyabilir ve tahriş olabilir.
Bu işlemi haftada bir tekrar edin.
Hamur Açamayan gelinime.


4 Ocak 2015 Pazar

Pijama Tarihi

Pijama kelimesinin etimolojik kökeni Hintçeye dayanır. Asıl anlamı ‘’bacak giysisi’’ olup; özellikle Hindistan’da erkekler tarafından giyilen  belden bağlı pantolonlar için kullanılırdı.


Pijama günümüzde gece giysisi anlamında kullanılır ve gecelik ile aynı anlamdadır.

Günümüz gelişen tekstil sektörüyle birlikte pijama tasarımlarında da büyük oranda değişimler yaşanmıştır.

Bugün erkek pijaması  markaları, kullanılan kumaşlar ve modellerde kaliteden ödün vermeyen modellerle tekstil piyasasında   kıyasıya rekabet içindedirler.

Do-Re-Mi, Dagi, LC Waikiki, Şahinler, Berrak, pijalux,polatyıldızı, senfoni bunlardan birkaçıdır.

Erkek pijaması denilince eskiden aklımıza gelen çizgili, önden düğmeli klasik modeller artık çok gerilerde kalmıştır.

Günümüzde erkek pijamalar yalnızca gece değil, gündüz giysisi olarak da kullanılabilen pratik, rahat, modern görüntüleriyle göz kamaştırmakta ve tercih nedeni olmaktadırlar.


Kadın pijamaları için de aynı durum söz konusudur. Kadın  pijama markaları da tıpkı erkek pijama modelleri gibi piyasada çok beğenilmekte ve göz doldurmaktadırlar. 
Pijama üreticileri yılda iki kez pijama kataloğu çıkarmakta ve erkek mankenler genelde kısa sakallı olarak erkek pijama modellerini sunmakta. Bayan pijama mankenleri de bayan pijamalarda klasik pijama, spor pijama, loğusa pijama olarak modellenmektedir.